26 Şubat 2013 Salı

Geç Oldu Kalkalım Biz

sen ki benim hüsn-ü kuruntum
gülümseme sakın
gelirse yüzüne ilkbahar
saplanır şakaklarıma aşkın muhteviyatı
gözlerimden akar yaşanamamışlıklar

eğer ben ankaradaysam
istanbula döner tekerler
zira varlığın manidar
ve mükerrer.

22 Şubat 2013 Cuma

Zorunlu Atalet

                                                         
"Kader, harekete geçmeyen kişiye asla yardım etmez." Sophokles

Ne ya da neler yapmak istediğinden emin olduğun hatta nasıl yapacağını dahi bildiğin zamanlar vardır. Yapamadığın değil, yapmadığın zamanlar... Durduğun, beklediğin, öylesine yaşamaya devam ettiğin... Dışarıya tembellik gibi görünür. Belki öyledir de. Ama ya sadece eylemsizlikse?

Tembellik ve eylemsizliği karıştırmamak gerek. Farklı şeylerdir. Gassal ve imam kadar farklı şeyler... Tembellik daha kötü olandır. Eylemsizlik erken teşhisle kurtarılabilir belki. Tembellikte durum farklıdır. AIDS gibi vücudunda adi bi virüs vardır. Seni öldürmez belki ama zaman için aynı şey geçerli olmaz.

Eylemsizlik bi kıvılcıma bakar. Gelmesi gereken doğru bi zaman vardır. Doğru zamanın hangisi olduğunu bilemezsin. Şanslıysan yakalarsın, şanssızsan zaman geçer gider. Niye yapmıyorum dersin kendine, ne engelliyor beni dersin. Sonra avunacak bi cümle kurar, durmaya devam edersin. İşte bütün bu avuntu cümleleri, en sonunda başka şekilde açıklayamadığın için zorla kendine giydirdiğin ataletin alt kümeleridir.

Üzücü olan kısım şu ki bahsettiğim gibi bi kıvılcım yok. Senin "kıvılcım" diye adlandırdığın zaman, durum, olay ya da olgular var. Kıvılcımı belirleyen sensin yani. Kendine bi neden bul ve çıkar beynindeki o baklayı. Sen durdukça küflenir o beyninde yapılmaya hazır olanlar. Eylemsizlik fizik için yıkılamaz bi kanun, senin benim için değil.

Behlül kaçar.

21 Şubat 2013 Perşembe

Çorapla Yatan İnsan

İyi insandır. Gerçekten... Kendi halinde olanı vardır mesela bunların. Asosyal olanı vardır. Eli, ayağı anormal üşüyeni vardır. Fantezi olarak yapanı vardır. Öyle istediği için yapanı vardır. Başkası öyle istediği için yapanı vardır. Sarhoş olup yatağa girince can verdiği için öyle yapmak zorunda olanı vardır. Üşenip öyle yatanı vardır. Vardır oğlu vardır.

Ben eli, ayağı anormal üşüyenlerdenim ve çözüm olarak birkaç aydır çorapla yatanlar furyasının bi parçası oldum. Bunun için özel bi çorabım dahi var. Ama önemli olan çorabın temiz olması! Yatak önemli bi alan. Temiz girin temiz çıkın. Her anlamda...

Çorapla yatın, çorapla yatırın. Neeaaaşşşırı güzel bi his.

Ne alaka abi şimdi. Bu ne alakasız bi yazı. Neyse haydi başımız sağ olsun. Eyvallah.

16 Şubat 2013 Cumartesi

Bir Çift Yeşil Göz

Bir çift yeşil göz gördü
Aslında mavi seven bu gözler
Öyle bir çift yeşil göz deyip geçmeyin
Derin
Çok derin
Büyük, kocaman hem de
Bi şapşallık yok denemez
Ama bi o kadar anlam yüklü
Benden bi kere
O kadar içten
Öyle ki yeri geldiğinde
Dillenip konuşan
Hatta bazen kulak kesilen
Dinleyen
Dikkat kesildikçe
Derine nüfuz eden
Bir çift yeşil göz
Yüreğine çiseleyen

Bir çift yeşil göz gördü
Aslında mavi seven bu gözler
Öyle bir çift yeşil göz deyip geçmeyin
Oluverdi bi anda
Aniden.


15 Şubat 2013 Cuma

"İnsanlık" Namına

Bugün mevzumuz billur değil. Bugün konu biraz ciddi. Bugün insanlık öldü gözümde çünkü. Bugün "ev sahibi"nin egosu bi kez daha tatmin oldu.

Düşünün! Mecazen değil, bunu gerçekten arada sırada yapın. Empati kurun mesela. 45 yaşında bir adamsınız. Epilepsi dışında fiziki olarak bi sağlık sıkıntınız yok. Şimdilik. Ama öyle epilepsi deyip geçmeyin asıl olay orada başlıyo zaten. Psikolojik bi hastalık bu meret. İki çocuğunuz, iki üniversite okuyan genç ve bi eşiniz var. Asgari ücretle çalışan bi apartman görevlisi... "Ev sahibi"nin gözünde "kapıcı"...

Başınızda "apartman yöneticisi" sıfatlı kendini Angela Merkel sanan bi kadın. 30-35 yaşlarında bi öğretmen. Öğretim kısmını bilemem ama eğitim kısmından muaf...Kendisini çok iyi tanımıyorum, tanımak istediğim söylenemez.

Bi de yapacak bi şey bulamayıp darlanan ve dedikodu yapan "ev hanımları" var. Kişisel gelişimi mutfakta başlayıp mutfakta bitiren "ev hanımları"ndan bahsediyorum. "Ev sahibi"nin egosu ve bahsettiğim "ev hanımları"nın işsizliği bi araya gelince beyinler tutuluyor.

***

Hissettiğim şey çaresizlik kendi payıma. Babamı bu durumdan çekip çıkaracak ne maddi ne manevi gücüm var. Bu gerçekten çaresiz hissettiriyo. Çünkü ben bu satırları yazarken, babam yazdıklarımdan habersiz "Sizler benim en büyük dayanağımsınız." diyerek o sonsuz sevgisini konuşturuyo. Daha kötülerini gördüm gerçekten hatta yaşadım. Ama insan ergin olduğunu hissedince el atmak bi yerinden tutmak, sırtlamak istiyo. Bu da öyle bi durum.

"Dünya arsızındır, fırsat pirsizindir." demiş Davut Sulari. Ama hepsi biter, bunlar aşılamayacak şeyler değil. Bu yazıyı  "İnsanlık" namına tutuklu beyinler için yazıyorum. Onun bi çaresi yok işte. Baki kalan eşeklik olmasın sevgili sevdiklerim. Dikkat edin buna rica ederim. Sizler "Rıza Efendi 2 Ekmek 1 Süt" yazabilen ahlaksızlardan olmayın.

Tırnak içindekiler genellenmiştir, okuyan "ben böyle miyim" gibi düşünsün diye...

14 Şubat 2013 Perşembe

Günün Anlam ve Önemi

-ni sikiyim. 365 günden sadece 1 tanesinde sevgilisini hatırlayanlar hidrolize uğrar umarım. Bugün yapılan sürprizler (doğrusu "sürpriz" imiş), alınan hediyeler romantiklik değil aksine öküzlüğün, odunluğun hatta ormanlığın göstergesidir. Sen bi sene boyunca hediye neyim alma sonra git 14 Şubat'ta sürpriz yap hediye al. Eee?? Şimdi sen de herkes gibisin derler adama.

Alma demiyorum, yapma demiyorum ben. Onu bi geç! Diyorum ki "Bugün Sevgililer Günü" diyerek yapma bu işi. Ayda bi al hediyeni, 3 ayda bi yap sürprizini bugünü bekleme (zaman aralıkları örnek tabii ki abartmayın yeter. Sonra her ay bekler neyim, sorun olmasın). Eğer zaten hediye alan sürpriz yapan bi adamsan bugün de yap. 1 sene bekleyip bugün öpersen sevgilini, Kadir Topbaş'ı öpen Mustafa Sarıgül'den ne farkın kalır?

Sadede gelecek olursam, günün anlam ve önemini siktir edin. Sevgilin var sonuçta, sana her gün bayram muhtar. Ha yoook. Benim için önemli bu turşu, anlamlı bi gün neyim diyosan, 14 Mart Tıp Bayramı'nda da steteskop alırsın sevgiline bu kafaynan. 14 Mayıs Eczacılık Bayramını ne sen sor ne ben söyleyim.

Ooolduu. Si yu.