eylül ayının neredeyse
yaz mevsimine ait olması gibisana aşık olmak
sıcak
fakat gri
bakire bir nisan ayını
göz yaşlarıyla sulamak da denilebilir
usul usul
bazen sağanak
yanındayken bakıyorum güneş en tepede
ama dört bir yanım karanlık
nasıl başarıyorsun bunu?
düpedüz hem de güpegündüz
göz boyamak değil midir
senin bu yaptığın?
doğruyu söyle bana
mutluluk hüzünle kafa yapmaz mı?
anlamıyorum
insanı
terlemek ile üşümek arasında tercihe zorlamak
illegal olmalı
dediği zaman bir vekil ki milletin
çiğdem çiçek anlayacak o zaman
kaç oda kaç salonmuş bu derdim.
o zaman boşanacak insanlar
sokaklara
her cidarda tonlarca zat
hepsi bana bek
gidişine muhtelif sloganlar yazacaklar
sen anlamayacaksın.
onlar zaten anlamıyorlar
çünkü ben anlatamıyorum
bu çirkin ve yaba ellerime
eğri büğrü gözlerime
mübdinin buruşturup çöpe attığı bedenime
tamah etmenin nasıl bir işkence olduğunu
bunca zaman, onlara.
zaten şu sıralar kavga etmeyi düşünüyorum
müteahhit denen o puştla
biliyorum
konumuzla ilintili değil.
çemkirme hemen
sıkılma diye bütün bunlar
ya da ne bileyim
endişelenirsin belki diye.
ve
kısa lafın uzununa gelirsek
elleri öpülesi bu mübdi
yaradılışımı kani olmama yoruyorum
baş edemezdim senle zaten
aksi takdirde.
haa...
gitmeden önce varsa bi panzehrin...
neyse...
bi teşekkür yeter bana
maziye saygı duruşu babında
kimseler duymasın türünde deep not:
aslında gidişin
o iğrenç sesim yüzünden
biliyorum.
ama merak etme
söylemem kimseye
sırf palazlanmasın sana diye sokaklar.
mübdi muhafaza...