11 Nisan 2013 Perşembe

Çok Oturmayacağım, Kaçarım Birazdan

erken öleceğim ben

bi kaza belki
belki bi cinayet
bi doktor mesela
beyaz önlüğüyle karşıma geçse keşke
boynunda lades kemiğini andıran steteskobu
inceden hastane kokusu
ütüsüz bi çehre
bakarken sayılarla harflerin pasodobleye tutuştuğu kağıda
latin menşeili bi üslup
lafı ağzında gevelese
kem küm velhasılıkelam
akciğer kanseri vesselam
"hipokrata saygım sonsuz ama
rica etsem ateşinizi alabilir miyim?"

gıda zehirlenmesi belki
belki bi doğal afet
bi intihar girişimi mesela
-soldaki melek gönül koydu biraz
fazla mesaiden olsa gerek-
yarin dilinden yapılma bi neşter
saçlarından örme bi urgan
gözyaşıyla dolu bi gölek
bakışından bi on dörtlü
dokunuşlarından olma tonlarca hap
ne menem olduğu önemsiz
daha rasyonel diğerlerine nazaran
"seni çok seviyorum ama
keşke gözlerime değil de
alnımın tam orta yerine baksan"


9 Nisan 2013 Salı

Emre Nalbantoğlu - Derdi Neydi

Yaklaşık 1 aydır beklenilen oldu ve "dede"miz underground bi blues albümü yaptı. "Dede"miz diyorum çünkü ona yakın çevresi öyle hitap ediyor. Emre Nalbantoğlu ile 7 yaşımda tanıştım. Aynı binada iki üst katımızda oturuyordu. Kardeşi Erdem abi, annesi Zeynep teyze, babası Yalçın amca... Hepsi hayatımda her edinmiş insanlar. Benim o dönemlerde bilgisayarım yoktu ve Nalbantoğlu kardeşler tam birer gamer idiler. Onları izlemek çok keyif verirdi bana. Global Operation olsun, GTA II olsun, o dönemdeki menajerlik oyunları olsun hepsini onlarda gördüm, öğrendim, izledim. İxir adlı internet paketini ilk onlarda gördüm. Hatta GTA II oynayacağım diye bilgisayarlarından yanlışlıkla her önüme geleni silmişliğim bile oldu. Bizim oturduğumuz sitede akşam eş dost toplanır, Emre abi gitarını alır herkese gitar çalar şarkı söylerdi. Benim gitar çalmak istememe en başta vesile olan insanlardan birisidir kendisi. Yaklaşık 1 ay önce stüdyoda kayıtlarına başladığı ilk albümünü bu sabaha karşı youtube üzerinden dinleyenleriyle paylaştı. Playlist'e aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.


Ben albüm üzerine bi şeyler yazmak istedim. Elbette onu değerlendirmek, eleştirmek bana düşmez ama ben yazacağım şeyleri ona borç bilirim.

Öncelikle albümü dinledim ve bütün samimiyetimle söylüyorum beklentilerimin çok çok çok üstünde bi çalışma olmuş. Besteler harika, gitarlar muazzam, davul ve bass fevkalade. Elbette ufak tefek bazı şeyler var ama zaten onu tanıyan ve takip eden birisi onun bu albümü ne şartlarda ve nası bi kafayla yaptığını bildiğinden, bunlar olmasa zaten albümün tadı olmazdı diyecektir. Kendisi benim tanıdığım ve çok sevdiğim bi büyüğüm olduğundan torpil geçmiyorum! Albüm gerçekten harika, ben şu şarkı iyi şu şarkı kötü gibi bi seçim yapamadım, hepsini ayrı ayrı çok beğendim. O nedenle genel olarak albüm adına konuştum, şarkılar üzerinden gitmedim.

Ben içtenlikle bu albümü baştan sona dinlemenizi tavsiye ediyorum! "İnsansın" şarkısıyla başlayabilirsiniz olaya.

3 Nisan 2013 Çarşamba

11. Yüzyılda Fotoselli Lamba

sana olan sevgim
şnorkelin gözlüğe yakışması gibiydi
demir ökçeli kapitalizme daha çok benzetirdim
aslında ben.
dar gelen ayakkabının keratası vardı
bol pantolonun tutunduğu bi sicim
bağlandığım gibi iliadine o biçim
vivaldinin cinsiyetine karar verememekti
benim için
benim içim
sendikalaşan güruhlar gibi yek vücut
denemekti olmayı yek vücut
sevgim olan sana

sana olan sevgim
yeşilçamda ince hastalık
nagazakide atom bombası
alaaddinin sihirli lambası
-ndan çıkan arkadaşa halaoğlundan bi yarım tonik
ıssız adaya düşünce yana alınan 3 mey
yıllanmışından
tek ısırıkla israf edilen epıl
banal aleme açılan vindovlar
depresyon hırkası
bilmem kaç sayılı kanunun şu maddesinin hö fıkrası
sol yanımın alametifarikası

tam da bu kadar anlamlı
sevgim olan sana.